Sisli ve soğuktu, İstanbul’un Temmuz ayı için çok soğuktu; yağmur çiselemeye dönüşmüş olsa da, rüzgar yağmuru alıp, adamın yüzüne çarpıyordu. Adam, tüm mağaza ve restoranların kaldırıma doğru sundurması bulunan İnceyol yoluna doğru yol aldı. Adam, kaymamak ve kırık bira şişelerine basmamak için yavaş ve dikkatlice yürüyordu. Köpek, geçen kışın soğuk bir gecesinde Amir'in ona bir parça ekmek vermesinden itibaren olduğu gibi, onu takip ediyordu. Amir, İnceyol yoluna doğru sola döndü, mangalda pişirilmiş kuzuların lezzetli kokularına direnerek, lokantadan hızlıca geçti, marketin kapısına göz attı, yavaşladı ve yaşlı bakkalı fark ederek durdu. Amir, yaşlı bakkalın, oğlunun yaptığı gibi ona bağırmadığını ve eşyalarını restoran sahibi gibi atmadığını öğrendi. Kutuyu indirdi, yağmuru silkeledikten sonra kanvas tabureyi açtı ve oturdu. Köpek, kıvırarak ve titreyerek, adamı taklit ediyor gözüküyordu ve döşemede adamın yanına oturdu. Amir, bu tali yolda çok fazla müşteri olmayacağını biliyordu, ancak rüzgardan ve yağmurdan uzakta olan konfor, pazarlık etmekte olduğu şeydi.